Notlar
Önceki Noosferi İskana Açmak Sonraki
Notlar
[N] `Noosfer', felsefede az bilinen bir terimdir.
Daha detaylı olarak ``İnsan düşüncesinin küresi'' manasına gelen bu terim eski Yunanca'dan, akıl, ruh veya nefes manasına gelen `nous' sözcüğünden, E. LeRoy tarafından türetilmiş ve ilk olarak Les origines humaines et l'evolution de l'intelligence (Paris 1928) içerisinde kullanılmıştır. Terime yaygınlık kazandıran kişiler Rus biyolog ve çığır açan ekoloğu Vladimir Ivanovich Vernadsky (1863-1945), sonra da Cizvit paleontolog/feylesof Pierre Teilhard de Chardin (1881-1955) olmuştur. Günümüzde terim, ağırlıklı olarak de Chardin'in gelecekte insan evriminin Tanrı ile birleşecek saf bir zeka halinde olacağına dair teorisi ile birlikte anılır.
[DF] David Friedman, modern ekonominin en sarih ve kolay okunur düşünürlerinden birisidir. Yazmış olduğu fikri mülkiyet kanununun tarih ve mantığı ile ilgili eser bu konulara ilgi duyan herkesin bir başlangıç noktası olarak tavsiye edilir.
[SP] Linux ve BSD dünyaları ile ilgili ilginç bir fark, Linux çekirdeğinin (ve onunla beraber çalışan OS araçlarının) hiç çatallanmamış olması, buna karşın BSD'lerin en az üç defa çatallanmasıdır. Bunu ilginç kılan şey ise BSD gruplarının sosyal yapısının merkezi olması ve özellikle yetkinin sınırlarının açık ve seçik olarak ortaya konarak çatallanmanın engellenmesi için tasarlanmış olması, buna karşın amorfoz ve merkezi olmayan Linux topluluğunun hiç bir zaman böyle tedbirler almamış olmasıdır. Genelde geliştirmeyi herkese açan projelerin çatallanma riski en aza inmektedir!
Henry Spencer <henry@spsystems.net> bir politik sistemin stabilitesinin sistemin politik sürecine giriş bariyerleri ile ters orantılı olduğunu söylemektedir. Analizinden burada bir alıntı yapmaya değer:
Genel olarak açık bir demokrasinin önemli bir kuvveti çoğu potansiyel ihtilalcinin, istedikleri sonuçlara sisteme saldırmak yerine sistem içerisinde çalışmakla daha kolay erişmeleridir. Bu kuvvet eğer kudret odakları birleşerek girişi zorlaştırırlar ve küçük, gayrımemnun grupların kendi hedeflerine yönelik biraz yol alındığını görmelerine imkan vermezlerse kolaylıkla kaybolmaktadır.
(Benzer bir prensip ekonomide de geçerlidir. Serbest pazarlar en sert rekabete sahiptir ve genelde en iyi ve en ucuz ürünleri üretirler. Bu sebepten dolayı, pazarda güçlü olan şirketlerin pazara girişi güçleştirmeleri kendi lehlerinedir -- örneğin hükümete bilgisayarlara RFI testi getirmesi konusunda baskı kurmak veya büyük kaynaklara sahip olmaksızın uyulması mümkün olmayacak kadar karışık standartların oluşturulmasını sağlamak gibi. Pazara girişi en zor olan pazar segmentleri, ihtilalciler tarafından en şiddetle saldırılan bölgeler olur. Örneğin Internet ve Adalet Bakanlığı karşısında Bell System gibi.
Düşük giriş bariyerleri olan açık bir süreç ayrılmak yerine uzlaşmayı teşvik eder, çünkü ayrılmanın getireceği yüksek maliyete katlanılmaksızın sonuç alınabilir. Sonuçlar ayrılmakla elde edilen kadar parlak olmayabilir, fakat fiyatı daha düşük olacaktır ve çoğu kişi buna razı olacaktır. (İspanya hükümeti Franco'nun Basque karşıtı kanunlarını kaldırdığı ve Basque bölgelerine kendi okullarını ve sınırlı yerel otonomilerini verdiği zaman Basque Ayrılmacılarının çoğu kısa zamanda yok oldu. Yalnızca en sert Marxistler bunun yeterli olmadığını savundu.)
[RP] Korsan yamaların bazı incelikleri vardır. Bunları 'dostane' ve 'düşmanca' olarak ikiye ayırmak mümkündür. 'Dostane' bir yama projenin ana kaynak kodları ile proje liderinin kontrolü altında ileride bir gün birleştirilmek amacı ile yazılmıştır (bu birleşim hiç olmayabilir); 'düşmanca' bir yama, projeyi proje liderinin istemediği bir yöne çekmeye çalışır. Bazı projeler (özellikle de Linux çekirdeği) dostane yamalara oldukça sıcak yaklaşır ve hatta beta-test süreçlerinin bir parçası olarak bunları dağıtır. Düşmanca bir yama ise orjinal ile rekabet niyetini belirtir ve ciddi bir problemdir. Çok sayıda düşmanca yama bulunması genelde çatallanmaya götürür.
[LW] Michael Funk'a <mwfunk@uncc.campus.mci.net> korsan kültürü ile hacker kültürünü karşılaştırmanın ne kadar öğretici olduğunu gösterdiği için şükran borçluyum. Linus Walleij korsan kültürünün dinamiklerini benden farklı olarak inceleyen bir analiz yayınlamıştır (onları bir mal azlığı kültürü olarak alır): A Comment on `Warez D00dz' Culture
Kontrast kalıcı olmayabilir. Eski korsan Andrej Brandt <andy@pilgrim.cs.net.pl> korsan kültürünün ölmekte olduğunu ve en parlak üye ve liderlerinin açık kaynak kod kültürüne asimile olduklarını belirtmektedir. Bu görüşü destekleyen bağımsız bir bulgu, 1999 Temmuzunda kendisine `Cult of the Dead Cow' diyen bir grubun Microsoft Windows güvenliğini bertaraf eden `Back Orifice 2000' ürünlerini GPL altında yayınlaması olmuştur.
[HT] Evrimsel bir bakış açısıyla, zanaatkarın güdüsünün kendisi (tıpkı içselleşmiş ahlak gibi) aldatmanın getirdiği yüksek risk ve maliyetten kaynaklanabilir. Evrimci psikologlar insanların sosyal aldatmaları farketmek için geliştirdikleri beyin fonksiyonları olduğunu bulmuşlardır [BCT] ve atalarımızın kopya çekmeyi farkedenler arasından seçilmiş olması da mantıklıdır. Dolayısıyla eğer avantaj veren fakat riskli veya maliyetli addedilen özellikler için şöhret sahibi olmak isteniyorsa, bu özelliklere gerçekten sahip olmak, bunlara sahipmiş numarası yapmaktan daha iyi bir taktiktir. (``Dürüstlük en iyi politikadır'')
Evrimci psikologlar bu davranışın bar kavgaları gibi olayları açıkladığını iddia etmişlerdir. Genç erkeklerde `sert' olmak şöhreti hem sosyal hem de (bugünün feminist dünyasında bile) cinsel açıdan faydalıdır. `Sertmiş' gibi yapmak son derece tehlikelidir; aldatmacanın anlaşılması, prestiji bu özelliğe hiç sahip olma iddiasında bulunulmaması halinden daha aşağıya getirir. Aldatmacanın maliyeti o kadar yüksektir ki, `sertliği' içselleştirmek ve bir kavgada ciddi yara almak ihtimalini göze almak bundan daha iyidir. `Dürüstlük' gibi daha kabul edilir özellikler için de benzer argümanlar getirilmiştir.
Yaratıcı çalışmanın meditasyon benzeri ana ödülü göz ardı edilmemelidir fakat zanaatkarın isteği en azından kısmen böyle bir iselleştirme sonucu (burada temel özellik `dikkat isteyen iş yapma kabiliyeti' veya benzer bir şey olmalıdır) çıkmaktadır.
[MH] Maslow'un hiyerarşisi ve ilgili teorilerin kısa özeti Web'de bu adresten bulunabilir: Maslow's Hierarchy of Needs
[DC] Fakat, liderlerden alçakgönüllülük talebinde bulunmak hediye veya bolluk kültürlerinin daha genel bir özelliği olabilir. David Christie <dc@netscape.com> Fiji'nın uç adalarına yapılmış bir yolculuktan bahsediyor: ``Fiji köy şeflerinde aık kaynak proje liderlerine atfettiğiniz alçak gönüllü, yumuşak liderliği gördük. [...] Kendilerine çok saygı gösterilmesi ve Fiji'de olan bütün güce sahip olmalarına rağmen karşılaştığımız şefler gerçek bir alçak gönüllülük ve çoğu zaman azizleri anımsatan bir görev duygusu sergiliyorlardı. Bu, özellikle de şef olmanın nesilden nesile geçen bir görev olduğunu ve bir seçim veya popülerlik sonucu oluşmadığını düşünürsek ilginç. Şefler, seçilmeyip bu göreve doğmalarına rağmen bu davranışı sergilemek için bir şekilde kültürün kendisi tarafından eğitiliyorlar.'' Christie, Fiji şeflerinin bu davranış tarzını sergilemelerinin altında yatan sebebin işbirliğini sağlamaktaki güçlükler olabileceği yorumunu getirmektedir. Bir şefin elinde kullanabileceği ``büyük bir havuç veya büyük bir sopa'' yoktur.
[NO] Gözlemlenebilir bir olgu, başarılı proje kuran kişilerin, başarılı bir projeye yardım ederek ve hata ayıklayarak eşit bir emek harcayan kişilerden daha fazla prestij sahibi olmalarıdır. Bu makalenin daha eski bir sürümü ``Bu, kıyaslanabilir eforun rasyonel bir değerlendirmesi midir, yoksa burada varlığını ortaya koyduğumuz bilinçaltı mekan sahiplenme güdüsünün ikincil bir etkisi midir?'' sorusunu sormakta idi. Bir kaç okuyucu benzer teorileri ortaya koydular. Ryan Waldron <rew@erebor.com> tarafından gönderilen aşağıdaki analiz durumu açıklıkla ortaya koymaktadır:
Locke toprak teorisi bağlamında, yeni ve başarılı bir projeyi kuran, başkalarının iskan edebileceği yeni toprakları keşfetmiş veya açmış sayılır. Çoğu başarılı proje için azalan getiriler söz konusudur, dolayısıyla bir müddet sonra projeye katılımcılara verilen kredi o kadar yaygınlaşır ki katkıları ne kadar kaliteli olursa olsun sonradan gelen bir katılımcının edinebileceği şöhret olmaz.
Örneğin perl kodlarına ne kadar iyi bir katkıda bulunmalıyım ki katkılarımın karşılığında Larry, Tom, Randall ve diğerlerinin elde ettiği şöhretin pek azını dahi elde edebileyim?
Öte yandan eğer [başka birisi tarafından] yeni bir proje kurulursa ve ben bu projenin erken ve sık katılımcılarından birisi olursam, başarılı bir projenin yarattığı saygıdan pay alma ihtimalim erken katılımımdan dolayı artacaktır (bütün katılımların aynı değerde olduğu varsayılırsa). Bu olgu, Microsoft hisselerini erken alanlarla geç alanlar arasındaki ayrıma benzer. Herkes kar edebilir, ama erken alanlar daha çok kar eder. Dolayısıyla bir noktada yeni ve başarılı bir ilk halka arz, mevcut bir hisseyi almaktan daha fazla ilgimi çekecektir.
Ryan Waldron'un analojisi genişletilebilir. Projenin kurucusu başkaları için faydalı veya kabul edilebilir olup olmayacağı belli olmayan yeni bir fikri başkalarına satma misyonuna sahiptir. Dolayısıyla kurucu, birincil halka arza yakın bir risk alır (şöhretine gölge düşürme riski); kurucunun aldığı risk, denkler arasında belli bir kabul görmüş bir projeye yardım edenlerin aldığı riskten daha fazladır. Kurucunun getirisi de yardımcıları reel olarak daha fazla zaman ve emek sarfetseler dahi devamlı olacaktır. Bu da bir takas ekonomisindeki risk/getiri ilişkisi ile tamamen benzer durumdadır.
Başka okuyucular sinir sistemimizin farkları görmeye ayarlı olduğunu, değişmeyen durumları algılayamadığını söylediler. Dolayısıyla yeni bir projenin başlangıcının işaret ettiği devrimci değişiklik, sürekli küçük iyileştirmelerin kümülatif etkisinden daha büyük olarak algılanacaktır. Dolayısıyla binlerce başka katılımcının toplam iyileştirmesinin işletim sistemine olan etkisi bir kişinin yapabileceğini çok aşsa bile, Linus, Linux'un babası olarak bilinir.
[HD] 'Emtialıktan çıkarmak' deyimi, Microsoft'un bu terimi açıkca müşterileri üzerinde sömürücü tekellerini devam ettirmek için kullandıkları uzun vadeli stratejileri için kullandığı Halloween Belgeleri'ne bir atıftır.
[GNU] Free Software Foundation'un ana web sitesinde bu etüdlerin pek çoğunun sonucunu özetleyen bir makale bulunmaktadır. Bu makalede yer alan alıntılar oradan yapılmıştır.
Önceki Üst Ana Başlık Sonraki
Araştırma Soruları Başlangıç Teşekkür
Bir Linux Kitaplığı Sayfası